Bizde de aynı şeyler oldu. 4 ay boyunca Rüzgar’ı uyutmakla
uğraştık. Çünkü farkında olmadan kucakta uyutmaya alıştırmıştık. Ayakta
sallamaya nedense en başından karşı çıktım, sanki kafası bir o tarafa bir bu
tarafa sallanarak çocukcağız sersemleşiyor gibi geldi hep. Ama uykunun bebeğe
öğretilebilecek bir şey olduğunu 4.aydan sonra öğrendim, tabii ki kendi kendime
değil, uyku danışmanımız Pınar Sibirsky sayesinde. Bu ismi duyduğum anda
yüzümde bir gülümseme beliriyor ve ‘’Allah razı olsun’’ diyorum her seferinde.
Öncelikle biraz Rüzgar’ın ilk 4 ay uyuma stilinden ve
sürelerinden bahsedeyim. Allah’a şükür kolik değildi, çok ağlayan, yaygaralar
kopartan bir bebekte değildi. Ama uyumuyordu işte. Sürekli pışpış, bir o kucağa
bir bu kucağa, ağlatmamak için her gün bir yenisi eklenen teknikler. Sonuç,
ağızda emzik, mutfakta aspiratör açık, hafif sallantılardan zıplamaya varan bir
hareketle Rüzgar bey uykuya dalar.. Uykuya dalması yeterli değildir, uykuyu
biraz derinleştirmesi beklenir, o sırada eğer ciddi derinleştiyse emziği
kendiliğinden atar, ya da milimetrik hareketlerle ağzıdan alınır, emziksiz
yatırma sebebi de yüzüstü yatırmamız ve boğulmasından korkmamızdı başlarda, bir
de düştükçe uyanıp ağlaması tabi. Emzik alındıktan sonra odasına gidilir (ilk
1-2 ay odası dışında her yerde uyuduJ)
, usulca yatağa yatırılır. Başarılı olunursa odadan ayrılınır, kameranın sesi
sonuna kadar açılır ve yatılır. En ufak bir sesi bile abartılı bir şekilde
yansıtan kamera sayesinde (odasıyla aramızda en fazla 10 adım vardırJ) Rüzgar’ın nefes alıp
verişleri eşliğinde uykuya dalınır. Uykunun en tatlı kısmında mıkırdanmalar
duyulur ve jet hızıyla yataktan kalkılıp odasında bitilir, emziği ağzına
vererek dalması beklenir, şanslıysak hemen dalar ve emzik ağızdan alınır,
değilsek odasındaki koltukta sızılır… Bu gecede 5 ila 10 kez tekrarlanabilir.
Aralarda da 2-3 saatte birbiberonla süt verilir tabii. Kısacası uyku hayal
olur, saat 6’da uyanan Rüzgar’la güne yeniden başlanır. Gündüz uykuları ise
kucakta başlanıp çoğu zaman uyanmasın diye kucakta bitirilir. Tabi hissizleşen
kol ile birlikte :)
Günler böyle geçip giderken, annelerim (Hakan, eşim zaman zaman
yatıya gittiği ve gece uçuşları olduğundan ya kendi annem ya da kayınvalidem
sürekli kalıyorlardı) ve eşimle artık buna bir çözüm bulmamız gerektiğini
konuşup duruyorduk. Uykuyla ilgili kitaplar okuyorduk, kendi çapımızda bazı
yöntemler deniyorduk. Rüzgar çok hızlı kilo alan bir bebek olduğundan artık o
uykuya dalana kadar kollarımızda derman kalmıyordu, ileride bu nasıl olacaktı
düşünemiyorduk. Bir akşam eşim internet başında uyku konusuyla ilgili
bakınırken bana uyku danışmanları olduğundan bahsetti ve başarı öykülerini
okuduk birlikte. İnanamadık, başarılı olan kişilerin bebekleri akşam yatırılıp
sabaha kadar uyuyorlardı. Hayaldi bu. Hemen aradım, Pınar Hanım’ın insana güven
veren sıcacık sesi beni hemen ikna etti. Zaten ikna olmaya hazırdım sanırım.
Telefonu kapatıp anlattım dinlediklerimi. Yaklaşık 1 hafta olur mu olmaz mı,
yapabilir miyiz, ya çok ağlarsa, kendi kendine uyuyabilir mi, vs vs.. şeklinde
düşünüp durduk. Sonunda denemek istediğimize karar verdik, yoksa bu iş iyice
içinden çıkılmaz bir hal alacaktı. Karar verdikten sonra Pınar Hanım ile tekrar
konuştuk, 3 gün boyunca dakikası dakikasına uyku güncesini tuttum Rüzgar’ın.
Nerede, nasıl uykuya daldı, kaç dakika uyudu, ne zaman mama yedi gibi. Sonra
Pınar Hanım’a yolladım ve programımızı beklemeye başladım. Kısa sürede Pınar
Hanım Rüzgar için bir uyku programı hazırladı. Bu program bebeğin kaç aylık
olduğuna ve Rüzgar’ın uyku güncesindeki bilgilere göre şekillenen ona özgü bir
programdı. Eşimin uçuşunun olmadığı 3 gün üst üste evde olduğu zamana denk
getirerek ilk gündüz uykusuyla başladık uygulamaya. Yatağının yanına bir
sandalye koyduk, gündüz ve gece uyku rutinlerimizi belirledik. (Rutinden kasıt
bebeğe uyuması gerektiğinin sinyallerini
verecek bir takım aktiviteler, ellerini ayaklarını yıkamak, banyo yaptırmak,
mama vermek, ninni söylemek gibi, herkesin kendine göre belirleyebileceği
şeyler, gündüz uyku rutinleri daha kısa, gece ise biraz daha uzun tutulabilir).
Amaç o rutinden sonra uyuması gerektiğini bebeğe öğretmek. Aslında bizler
hiçbir şey bilmeden dünyaya gelen bebeklerimize nasıl uyumaları gerektiğini
farkında olmadan öğretiyoruz. Sallayarak,memede, kucakta, pusette, dışarıda…
Bebek uyanınca hep aynı şeyi yapıyoruz, o da her uyandığında aynı şeyi
yapmamızı bekliyor ve bu bir kısır döngüye dönüşüyor. Sonuç olarak da bebek
nasıl uyuyacağını öğrenmiş, benimsemiş ve ondan farklı bir şekilde uyuyamaz
hale gelmiş oluyor.
Gelelim bizim ilk deneme günümüze, Rüzgar bizi ve Pınar
teyzesini çok şaşırtarak kısa bir sürede uykuya daldı ve 2 saat uyudu. Hemen arayıp
söyledim, çok fazla sevinmememizi, bir tesadüf olabileceğini söyledi. Ama
eşimle içimizden bir ses bunun olacağını, başaracağımızı söylüyordu. Gün
boyunca 3 gündüz uykusu yaptık, hemen hemen hepsi başarılıydı. Öyle korktuğumuz
gibi de ağlamıyordu üstelik. Uykuya dalana kadar odasında olduğum için ağlarsa
ninni söylüyordum, hafifçe sırtını okşayıp ona yalnız olmadığını, yanında
olduğumu hissettiriyordum. Sıra geldi gece uykusuna. En çok korktuğumuz da
buydu. Pınar hanım 4-5 aylık bir bebeğin gece 9-11 saat aç kalabileceğini
söylemişti ve doktorumuzla konuştuğumuzda oda onaylamıştı. Biz tabi ki bu işin
nasıl olacağını, bu kadar iştahlı bir bebeğin sabaha kadar yemeden nasıl
uyuyacağını kestiremiyorduk.( Bu arada uyku eğitimine başlamadan önce bunun
büyük bir parçası olan uyku arkadaşı edindik. Yumuşak, tüysüz, bebeğinizin
sarılabileceği bir oyuncak. Eğitime başlamadan 1 gün önce gece boyunca
atletimin içerisinde tuttum ve ona anne kokusunun sinmesini sağladımJ Daha sonra yatağına
koyduk. İlk günlerde pek ilgilenmese de artık onsuz uyuyamıyor, uyandığında
elinde oluyor genellikle). Gece rutinimizi uyguladık. Bunu yaparken, yani rutinler
sırasında bebekle yalnız olmanız gerekli. Dilerseniz hafif bir muzik açılabilir
ya da ninni söyleyebilirsiniz onu sakinleştirmek için. Yatağına yatırdığımda
bir iki mıkırdandı, hafifce sırtını sıvazlayıp yanında olduğumu hissettirdim.
Hafif hafif ağlasa da yine kısa bir sürede uykuya daldı. Tabi bu sırada saat 18.30
civarlarıydı ve bu saatte gece uykusuna yatması zaten bizi şaşırtmaya
yetiyordu. Gece 23.30 gibi o uyurken son mamasını verecektik ve sabaha kadar
mama yemeden uyumaya bırakacaktık. 23.30’a kadar aralarda hafif ağlamalar,
mıkırtılar oldu ama sadece kameradan izlemekle yetindik. Tabi bu sırada içimiz
gidiyordu, gidip kucaklamak geliyordu içimizden o ayrı. Ama bir karar vermiştik
ve eğer bunu bozarsak ona kötülük yapmış olacaktık. 23.30’da uyurken onu
yatağından alıp biberonla sütünü içirdim. Altını değiştirip yatırdım. Yine dalana
kadar yanında kaldım. Rüzgar uykuya daldıktan sonra saat 12.00 civarlarında
eşimle biz de yattık. Kameranın sesini sonuna kadar açıp yanımıza koyduk her
zamanki gibi. Ama ağlasa da gitmeyecektik zaten. Büyük bir heyecanla uykuya
daldık.
Rüzgar’ın ağlama sesiyle birlikte gözlerimi açtım, eşim de
aynı anda uyandı, hemen saate baktık, 07.10… Şok… Nasıl yani, sen kalktınmı
hiç, hayır kalkmadım sen, yoo şimdi uyandım, olamaz sabaha kadar uyudu mu,
kameranın sesi açıktı dimi, biz mi duymadık acaba, nasıl olur ilk geceden mi
uyudu yani… konuşmaları eşliğinde Rüzgar’ın odasına gidip mutlu bir ‘’Günaydııııın’’
dedik oğluşumuza :) Ağzımız kulaklarımızda, evde bir bayram havası, annelerimizi arıyoruz,
inanamıyoruz bir yandan. Böyle böyle derken Rüzgar 10 aylık oldu ve hala aynı
şekilde devam ediyoruz. O günden beri gece yatağıma yattıktan sonra sabaha
kadar hiç uyanmadan deliksiz uyuyorum. Bu bebekli bir aile için çok büyük bir
nimet biliyorum. Üstelik emziği de uyku eğitimi sırasında hiç vermediğimiz için ondan da sonsuza dek kurtulmuş olduk...
Bu arada gündüz uykularıyla ilgili aynı şeyi
söyleyemeyeceğim, gününe, isteğine bağlı olarak az ya da çok uyuyabiliyor, çok
düzenli sayılmaz. Ama gece uykusunda 18.30-19.30 arası bir saatte yatıp sabah
06.00, 08.00 arası bir saatte uyanarak bizi çok mutku ediyor Rüzgar. Bu arada
odasında, yalnız, zifiri karanlıkta uyuyor. Hatta gündüz uykularını da rahat
yapabilmesi için normal perdesinin altına karartıcı bir perde daha diktirdik.
Uzun lafın kısası uyku bebeğe öğretilebilecek bir
alışkanlık. Bebek nerede ve nasıl uykuya dalmaya alıştıysa o şekilde devam
edecektir ve Pınar Hanım’ın deyişiyle ‘’uyumayı sevmeyen bebek yoktur’’…
Yazımı lütfen Pınar Hanım’ın reklamı gibi algılamayın, ona o
kadar minnettarım ki Rüzgar ile ilgili aldığımız en önemli karardı onunla
çalışmaya karar vermek. 15 gün boyunca telefonun ucunda ne zaman arasam, ne
sorsam bana cevap veren, sürekli çözümler üreterek güven veren tatlı bir bayan
vardı. Bloğumda ondan bahsetmeden olmazdı. Merak edipte sitesine göz atmak isterseniz şuradan ulaşabilirsiniz.
Mutlaka yazımı okuyup ‘’ben bebeğimi ağlatmaya kıyamam, dayanamam’’ diyecek anne ve babalar olacaktır. Ama sanırım biz bu işe erken başladığımız için şanslıyız, Rüzgar 4aylıkken, daha kendini bilmeden… Bir de bana göre bir bebek gece boyunca 2-3 kere bile uyansa her uyandığında ağlayarak uyandığını varsayarsak ve bunu aylarca yaptığını düşünürsek, 15 günlük uyku eğitimin ilk günlerinde daha az ağlamış olacağı aşikar. Çünkü artık uykuya dalarken ya da gece boyunca hiç ağlamıyor. Belki biz şanslıydık, belki Rüzgar bu yöntem için biçilmiş kaftandı, nedenini bilmiyorum ama tek bildiğim bebeğin uyuması demek tüm ailenin yaşam kalitesinin artması ve huzurlu olması demek. Tüm bebeklere huzurlu, uzuun uzun uykular diliyorum.
Mutlaka yazımı okuyup ‘’ben bebeğimi ağlatmaya kıyamam, dayanamam’’ diyecek anne ve babalar olacaktır. Ama sanırım biz bu işe erken başladığımız için şanslıyız, Rüzgar 4aylıkken, daha kendini bilmeden… Bir de bana göre bir bebek gece boyunca 2-3 kere bile uyansa her uyandığında ağlayarak uyandığını varsayarsak ve bunu aylarca yaptığını düşünürsek, 15 günlük uyku eğitimin ilk günlerinde daha az ağlamış olacağı aşikar. Çünkü artık uykuya dalarken ya da gece boyunca hiç ağlamıyor. Belki biz şanslıydık, belki Rüzgar bu yöntem için biçilmiş kaftandı, nedenini bilmiyorum ama tek bildiğim bebeğin uyuması demek tüm ailenin yaşam kalitesinin artması ve huzurlu olması demek. Tüm bebeklere huzurlu, uzuun uzun uykular diliyorum.
Merhaba Rüzgar'ın annesi:))
YanıtlaSilKızım Zeynep 5.ayını doldurmak üzere ve biz de anlattığınız gibi uyku düzenini oturtmak için çok çaba sarfettik ama farkında olsam da olmasam da pek çok yanlış yöntem denediğime eminim.hepimiz çocuklarımız için en iyisini isterken yanlış şeyler yaptığımızın farkına varamıyoruz tabi kastettiğim sadece uyku konusunda.kimsenin anneliğini yargılamak istemem yanlış anlamayın lütfen.Pınar hanım'ı yaklaşık 1 ay önce bir arkadaşım vasıtasıyla öğrendim ve uyumayı öğretemediğim kızım için bi umut doğdu sanki içimde.ama o kadar çok endişelerim var ki ya yapamazsak ya kızım eğitimi reddederse ya başa dönersek hatta daha da kötü olursak gibi:(( sizin eğitim sürecini anlatmanız çok hoş.sanırım eğitim alma kararını vermek adına bi desteğe ihtiyacım olduğu için size yazıyorum.rüzgar hala düzenli uyuyordur umarım?herşey gönlünüzce olsun sevgiler...