18.04.2013, sabah saat 08.30, hastanedeyiz… Heyecan dorukta,
odamıza çıkıyoruz. Bir yandan oda süsleniyor, bir yandan sevgili doğum
fotoğrafçım Sema Korkmaz fotoğraf çekmeye başladı bile. İnanamıyorum bu güne
geldiğimize… Hemşireler gelipte bana ameliyat önlüğünü giydirene kadar baya bir
poz yakaladık :) Her heyecanlandığımda olduğu gibi mideme bulantılar giriyor sürekli, evet
sevgili oğlum, herşeyim, 9 aydır karnımda taşıdığım bebeğim sadece birkaç saat
sonra kucağımda olacak, inanılması güç bir mucize bu.
Ameliyat elbisesi geldi, giydim, herkes çok yakıştığını
söyledi, o anda bile bir bayan olarak buna sevinebiliyorsunuz :) O sırada bir bayan
geldi odaya, tam olarak kim olduğunu bilemiyorum o heyecanla duymamışım
sanırım, bana ''Burcu Hanım merhaba, biz hastanemizin bebek hemşirelerinin
eğitiminde kullanılmak üzere bir eğitim videosu çekmek istiyoruz, doktorunuz
Yasemin Hanım sizin doğumunuzu uygun buldu, sizin de izniniz olursa doğumunuzu
kameraya almak istiyoruz, oluşturduğumuzu DVD’yi tabi ki size de hediye
edeceğiz'' dedi. İlk sorum ''ben çıkacakmıyım, bütün doğumu mu çekeceksiniz''oldu. Ama onlar da bebek hemşiresi için çekileceğinden daha çok bebek üzerine
bir video olacağını söylediler ve ben de kabul ettim. İyiki de kabul etmişim. Doğumuma
doğum fotoğrafçım Sema Korkmaz’ın yanı sıra bir de koskocaman bir kamera
girmiş. Ayrıca Rüzgar’ımın doğduğu andan itibaren tüm hemşireler başında ve
yaptıkları her adımı açıklayarak ve büyük bir özenle yapıyorlar. Doğuma kamera
girmesi de aslında fena fikir değilmiş.
Bu arada anlattıklarımdan da anlaşılacağı üzere doğumumu sezaryen ve tamamen
anestezi almış bir şekilde yaptım. Ben çok heyecanlı ve sabırsız bir insanım,
dişçi koltuğunda bile fenalaşırım, hamileliğim sırasındaki kontrollerde ultrason
cihazıyla bebeğime bakarken bile heyecandan tansiyonum düşüp fenalaşmışlığım
var. Doktorum da beni ilk günden beri tanıyıp anladığı için direk bunu teklif
etti ve ben de hiç düşünmeden kabul ettim. İyi ki de böyle yapmışım, benim için
en doğrusu buydu sanırım.
Hastane odasına geri dönelim. Kapı çalındı ve sedye geldi,
benim tepkim ''aaa ne çabuuk'' oldu. Herkesi tek tek öptüm, iyi dileklerini ve
dualarını aldım. Canım kocam, herşeyim elimi tutuyor sürekli, gülümsüyorum,
kalbim deliler gibi atıyor, Rüzgar içimde taklalar atıyor. Asansöre biniyoruz,
gözümden bir iki damla yaş süzülüyor, ama mutluluktan. Kordon kanı bankası için
aldığımız kiti kucağıma veriyorlar. Ameliyathanenin kapısından Hakan’ıma,
anneme, kardeşime el sallayarak giriyorum. Çok güzel karşılanıyorum içeride, ameliyathanede
hummalı bir çalışma var, herkes bir tarafa koşuşturuyor. Gözlerim hemen
doktorumu, Yasemin Hanım’ı arıyor, soruyorum, şimdi gelecek merak etmeyin
diyorlar. Onu görmeden uyuyamam. Hemen koluma tansiyon aleti bağlanıyor, diğer
elimden damar yolu açılıyor, hiç acı hissetmiyorum heyecandan. O anda Rüzgar’ım
içimde öyle bir kıpırdanıyor ki hiç bukadarı olmamıştı. Bir an önce uyutulmak
istiyorum, hemen olsun bitsin ve bebeğimi kucağıma versinler istiyorum. O
sırada Yasemin Hanım geliyor yanıma, elimi tutuyor, ''Burcucuğum ben buradayım,
hadi bakalım şimdi seni uyutacağız'' derken gerisini hatırlamıyorum…
''Burcu Hanım, Burcu Hanım, nasılsınız, beni duyabiliyor musunuz, bebeğiniz doğdu…''
''Doğdumu, nasıl, sağlıklı mı, nerede…''
''Çok sağlıklı, çok yakışıklı, sizi bekliyor…''
Sesler kafamın içinde yankılanıyor, bir anda hatırlayıp çok
mutlu hissediyorum kendimi, ellerimi karnıma götürüyorum, koskocaman karnım
inmiş… Heyecan basıyor, hadi gidelim diyorum… Ameliyathanenin kapısı açılıyor,
yanıma Hakan koşuyor, Melda orada (canım arkadaşım), sesler, uğultular,
ağlıyorum… Asansörden iniyoruz, annem, kardeşim, herkes orada. Bana Rüzgar’ımı
anlatıyorlar. Burcu çok tatlı, bembeyaz, tombul, simsiyah saçları var görsen
inanamazsın, parmakları Hakanınkiler gibi ince uzun… konuşmalar…Uğultular,
midem bulanıyor, hadi diyorum nerede gelsin artık. Tabi benden önce Rüzgar’ım
çıktı ameliyathaneden, onunla beraber fotoğrafçı, kameraman, hemen bebek bakım
odasına gitmişler, tüm ailemde camekanlı odanın camına yapışıp izlemişler. Çok
şanslıyım ki bu anların videosunu izledim daha sonra…
O an geldi, Hakan koşa koşa odadan çıktı, hemşireden görevi
devralmış, bebek yatağını ittirerek girdi odaya, içinden aldı Rüzgar’ımı,
kucağıma verdi. Kokladım, öptüm, ağladım, sımsıkı sarıldım… Hayatımda yaşadığım
en heyecanlı ve en mutlu anlardı. 9 aydır karnımda taşıdığım, canımın canı
artık kucağımdaydı. En sevdiğim, hayatımın aşkı, Hakan’ım yanımdaydı. Annem,
kardeşim, anneannem, teyzem, kayınvalidem, kayınpederim, canım dostlarım
yanımdaydı. Çok mutluydum. Birtanecik babacığım yoktu, yoğun bakımdaydı, ama
oda hissediyordu mutluluğumuzu eminim.
Canım oğluma kavuştuğum o günü hayatım boyunca
unutamayacağım, gözlerim dolarak hatırlayacağım, aynı heyecanla anlatacağım
…İyi ki geldin oğlum, iyi ki hayatımızdasın, iyi ki senin annenim, bize
mutluluk getirdin, yaşama sevinci getirdin, hayatımızın anlamı oldun, babanla
beni dünyanın en mutlu insanı yaptın. Ömrüm yettiği sürece sana iyi bir anne
olabilmek için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım, kaç yaşına
gelirsen gel o gün babanın seni bana verdiği minicik mis kokulu oğlumsun sen benim...
Tatlım.... o gün bizim için de çok heyecanlı ve güzel bir gündü.. Allah daha güzel günler, uzun ömürler versin sizlere..Rüzgar'ımız da gerçekten büyüdükçe daha da yakışıklı oluyor.. Oyy yerim ben onu yaaaa :))
YanıtlaSilBurcuuu.... Ağlattın beni.. Okurken sanki ben yaşadım o anları, gözümün önünde canlandı herşey.. Allah bu duyguyu yaşamak isteyen herkese nasip etsin inşallah.. Çok güzel bir annesin, Rüzgar da çoook yakışıklı (maşallah maşallah:) ) bir bebek.. Musmutlu günleriniz olsun hep..
YanıtlaSilMeloşum amin...Hep yanımdaydınız, hep destek oldunuz, moral verdiniz, çok ama çok teşekkürler canımın içi:)
YanıtlaSil